tarih:
akneli cilt
cilt maskesi
maske
maya maskesi
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Epey oldu biteli bu kitap aslında ama gene de minik bir kaç paragraf paylaşmak istedim sizinle; belki henüz okumayanlara bir yol olur diye.
Hayatınızın yarısına kadar amaçsızca yaşayıp yolun sonunda amaçsızca veda etmek mi
, yoksa kalan yarısını bir amaç uğruna feda etmek mi olurdu sizin tercihiniz ? Özlenen, hiç denenmemiş, merak edilen duygulara kavuşan bir hayatın romanı 'Kayboluş' . Ken Grimwood'un 'Sil Baştan' adlı kitabını da okumuştum ve açıkçası okurken biraz sıkılmıştım, sonu her ne kadar etkileyici olsa da çok sürüklememişti beni. Ama bu kitap konu bakımından gerçekten sürükleyen ve 'Ne olacak acaba?' diye derinlemesine düşündüren, sonunu tahmin edemediğim bir serüven oldu benim için; çünkü kitaptaki baş karakterimiz yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı hayatının yarısına kadar gerçek anlamda yaşayamamıştı; ne çocukluğunu, ne gençliğini, ne evliliğini...
O zor günler geçti; geldi her şeyi gerçek anlamıyla yaşayabileceği günler derken, kendini bitmek bilmeyen rüyaların, yepyeni heyecanların, daha önce hiç yaşamadığı duyguların içinde buldu ve bunları bırakıp kendi hayatına devam etmek istemedi Elizabeth. Edemedi. O artık başkalarının yaşadığı ve hep imrenerek baktığı hayatların tadını çıkarıyordu. Kendi hayatını değil, rüyalarını yaşıyordu.
Amaçsızca yaşamak yerine bir amaç uğruna yaşamayı seçmişti... Etrafındaki kimse ona inanmasa da ve her ne kadar gerçek olup olmayacağını bilmese de o, artık istediği, özlemini çektiği yaşama kavuşmuştu. Hayal mi gerçek mi hiç önemli değildi. Mutlu olması yeterdi.
Fakat her feda edişin sonu bir veda ediştir de bence... Kitabı elinize alır da sonuna gelip bitirirseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Benden bu kadar. Spoiler vermeden ben kaçar. Okuduysanız yorum bırakmayı unutmayın ama olur mu :) Yeni yeni kitaplarda görüşelim :)
Sevgiler, Arzum
Hayatınızın yarısına kadar amaçsızca yaşayıp yolun sonunda amaçsızca veda etmek mi
, yoksa kalan yarısını bir amaç uğruna feda etmek mi olurdu sizin tercihiniz ? Özlenen, hiç denenmemiş, merak edilen duygulara kavuşan bir hayatın romanı 'Kayboluş' . Ken Grimwood'un 'Sil Baştan' adlı kitabını da okumuştum ve açıkçası okurken biraz sıkılmıştım, sonu her ne kadar etkileyici olsa da çok sürüklememişti beni. Ama bu kitap konu bakımından gerçekten sürükleyen ve 'Ne olacak acaba?' diye derinlemesine düşündüren, sonunu tahmin edemediğim bir serüven oldu benim için; çünkü kitaptaki baş karakterimiz yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı hayatının yarısına kadar gerçek anlamda yaşayamamıştı; ne çocukluğunu, ne gençliğini, ne evliliğini...
O zor günler geçti; geldi her şeyi gerçek anlamıyla yaşayabileceği günler derken, kendini bitmek bilmeyen rüyaların, yepyeni heyecanların, daha önce hiç yaşamadığı duyguların içinde buldu ve bunları bırakıp kendi hayatına devam etmek istemedi Elizabeth. Edemedi. O artık başkalarının yaşadığı ve hep imrenerek baktığı hayatların tadını çıkarıyordu. Kendi hayatını değil, rüyalarını yaşıyordu.
Amaçsızca yaşamak yerine bir amaç uğruna yaşamayı seçmişti... Etrafındaki kimse ona inanmasa da ve her ne kadar gerçek olup olmayacağını bilmese de o, artık istediği, özlemini çektiği yaşama kavuşmuştu. Hayal mi gerçek mi hiç önemli değildi. Mutlu olması yeterdi.
Fakat her feda edişin sonu bir veda ediştir de bence... Kitabı elinize alır da sonuna gelip bitirirseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Benden bu kadar. Spoiler vermeden ben kaçar. Okuduysanız yorum bırakmayı unutmayın ama olur mu :) Yeni yeni kitaplarda görüşelim :)
Sevgiler, Arzum
modagak@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder